DİĞER
“Bir söylediği diğerini tutmayan, her şeyi sadece kendine isteyen, kendi çıkarını düşünen, bilinçli olarak ısrarla yalan söyleyen bir kişiyi sokakta görseniz bile selam vermekten imtina edecekken, onu bir lider olarak konumlandırmak ve kurtuluş gününün onun sayesinde geleceğini düşünmek, güvenilmez anlatıcının sabit değil, akışkan bir tanım olduğunu da göstermektedir bize.”
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Hatırlamakla hayal etmek arasındaki sınırın ne sık ihlal edildiğine, çok zaman bu ihlallerin farkına bile varmadığımıza dair bir hikâye Sumalavia’nın anlattığı, ancak mesele burada bitmiyor. Hayal ile hatıra arasındaki önemli bir benzerliğin, yakınlığın da altını çiziyor.”
“Peki ya hatırlamak her zaman kurtarıcı meleğimiz miydi? Bazen de azabımızın yegâne sebebiydi. Tıpkı bunca çiçeğin içinde böğrümüze oturan, soluğumuzda düğümlenen hatıraların varlığı gibi…”
K24'te Ağustos ayının son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Âşina Yüzler’in Babamın Arkadaşları’ndan farklı bir yanı da, daha haşin, bazen de hırçın bir havada olmasıdır. Sadece iki edebiyatçıya, Orhan Veli ve Sait Faik’e şefkatle yaklaşır. İtiraf etmek lazım ve Orhan Koçak sevinecektir; Âşina Yüzler’de kendini duyuran geçimsizlik, kem göz, izlenimci enerjiyi artırmış, edebi lezzetin lehine çalışmıştır."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Babamın yazdıkları hammadde, işlenmemiş mücevherlerdi. Bunları yeniden elden geçirmeli, akıcı bir roman haline getirmeliydim. Bu kadar zengin malzemenin kaybolup gitmesine kayıtsız kalamazdım. Üstelik bu benim ailemin tarihiydi; tanımadığım dedelerime bir vefa borcum olduğunu hissettim..."
"Bir çocuk kitabı sınırları aşmayı, hayallerin gerçekleşebileceğine inandırmayı, ufuk açmayı, duyguları keşfetmeyi kendisine dert edinir. Böylesi özgürlükçü bir ortamda ortaya çıkan eser gelişim kaygısına takıldığında sanat olmaktan çıkar. Sonuç odaklı hale gelir. Yavaşlar. Bilimsel verilerle konuşmak zorunda kalır. Ağırlaşır."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.